Giriş
Avrupa Birliği
Adalet Divanı (ABAD), Avrupa Birliği (AB) üyesi bir devlet (Belçika) mahkemesi
tarafından ön karar prosedürü ile önüne taşınan Royal
Antwerp Football Club (C-680/21)
davasında, 21 Aralık 2023 tarihinde, kararını
açıklamıştır. Burada, Belçika Futbol Federasyonu ile Avrupa Futbol Federasyonları Birliği’nin
(UEFA’nın) içeride yetişen oyuncu (home-grown players / “HGP”) kuralı
ile AB rekabet hukuku (özelde teşebbüs birliklerinin kararları) ve iç pazar hukuku
(özelde işçilerin serbest dolaşımı) arasındaki ilişki tartışma konusu olmuştur
(ayrıca
bkz). Royal Antwerp Football Club
kararı, AB hukuku ile spor alanı arasındaki ilişkinin ele alındığı bir dizi
kararı (örneğin 1995 karar tarihli Bosman
kararını veya 2010 karar tarihli Olympique
Lyonnais kararını) takip eden bir karar olmuştur.
Ayrıca, ABAD aynı
gün AB hukuku ile spor arasındaki ilişkiye dair iki karar daha açıklamıştır (Bu
üç kararla ilgili blog postlar için bkz. (1)
ve (2)
ve bir webinar için bkz. (3)). Bunlardan ilki, Uluslararası
Paten Birliği ile ilgili International Skating Union (C- 124/21 P)
kararıdır. ABAD’ın karar ile ilgili basın
açıklamasına göre: “Uluslararası Paten Birliğinin paten yarışmaları ile
ilgili ön izin kuralları AB hukukunu ihlal etmektedir[;] Bunlar, özellikle
atletlerin, tüketicilerin ve izleyicilerin zararına rekabeti kısıtlama amacını
taşımaktadır”. Bunlardan ikincisi, Avrupa Süper Ligi ile ilgili European Superleague Company (C-333/21)
kararıdır. ABAD’ın karar ile ilgili basın
açıklamasına göre: “FIFA’nın ve UEFA’nın, Süper Lig gibi, kulüpler arası
futbol karşılaşmalarının ön onayına ilişkin kuralları AB hukukuna [rekabet
hukukuna ve hizmetlerin serbest dolaşımına] aykırılık taşımaktadır”; ancak bu
Süper Lig projesi gibi bir projenin mutlaka onaylanacağı anlamına da gelmez (Bu kararla ilgili olarak Özlem Şeker tarafından AB Hukuku blogunda ayrı bir yazı kaleme alınmıştır).
Royal Antwerp Football Club kararı, bu
arka planda, Bosman ve Olympique Lyonnais kararlarının yanı
sıra International Skating Union ve European Superleague Company
kararlarının oluşturduğu bir bütünün parçası olarak değerlendirilmelidir.
Royal Antwerp Football Club kararının
önemi ile ilgili olarak da şu tespitlerde bulunulabilir. Birincisi, Adalet
Divanı davayı Büyük Daire olarak görmüştür. Örneğin 2018-2022 yılları
arasında Adalet Divanı, yaklaşık olarak her on davadan yalnızca birini
Büyük Daire olarak görülmektedir. İkincisi; Belçika, Yunanistan, Polonya,
Portekiz, Romanya, İsveç ve Avrupa Komisyonu davaya gözlemlerini sunmuştur. Üçüncüsü,
Hukuk
Sözcüsü (HS) Szpunar, 9 Mart 2023 tarihinde
tarihinde Gerekçeli Görüşünü vermiştir (bu görüş tarafımızca incelenmişti).
Adalet Divanı, dava konusu olayın hiçbir yeni hukuksal sorun ortaya çıkarmadığı
görüşündeyse davanın Hukuk Sözcüsünün görüşü olmaksızın yürütülmesine karar
verebilmektedir (ABAD
Statüsü md. 20). O halde, Adalet Divanı, bu davada Hukuk Sözcüsünün görüşü alındığına
göre, dava konusu olayın yeni hukuksal sorun ortaya çıkardığı kanaatini
taşımaktadır. Dördüncüsü, bu karar, “medya ilgisini çeken veya vatandaşların
yaşamında etki doğuran konular hakkında” kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlayan basın
açıklamaları arasında kendisine yer bulmuştur.
Bu blog postta önce
Royal Antwerp Football Club davasının
vakaları ortaya konacak, sonra ABAD’ın kararı incelenecektir.
1. Vakalar
Royal Antwerp Football Club davasındaki itiraz konusu kurallar
şöyle belirtilebilir (HS Görüşü paragraf 7-10 ve 38-40). UEFA’nın kurallarına
göre, 2008/2009 sezonundan bu yana, kendi müsabakalarından birinde kayıtlı olan
kulüpler maksimum 25 oyunculuk bir listede minimum 8 içeride yetişen oyuncuya
(HGP) yer vermelidir ve bunlardan en az 4’ü o kulüp tarafından yetiştirilmiş
olmalıdır. UEFA’nın tanımına göre içeride yetişen oyuncu (HGP), vatandaşlığına
bakılmaksızın, 15 ile 21 yaşları arasında en az üç sene boyunca kendi kulüpleri
veya aynı ulusal futbol federasyonundaki başka bir kulüp tarafından
yetiştirilmiş oyuncudur. Belçika Futbol Federasyonu’nun kurallarına göre 1A ve
1B liglerindeki futbol kulüpleri, maksimum 25 oyunculuk bir listede minimum 8
Belçika kulüpleri tarafından yetiştirilmiş (yani yirmi üçüncü doğum gününden
önce en az üç sezonu bir Belçika kulübünde geçirmiş) oyuncuya yer vermelidir ve
bunlardan en az 3’ü yirmi birinci doğum gününden önce en az üç sezonu bir
Belçika kulübünde geçirmiş olmalıdır. Dahası, maç listeleri, bu 25 oyunculuk
listeye dayanmalıdır ve minimum 6 Belçika kulüpleri tarafından yetiştirilmiş
oyuncuya, bunlardan en az ikisi yirmi birinci doğum gününden önce en az üç
sezonu bir Belçika kulübünde geçirmiş olmak kaydıyla, yer vermelidir. Gerek
UEFA gerek Belçika Futbol Federasyonu kuralları çerçevesinde ilgili türdeki bir
oyuncunun yerine, söz konusu listeler bakımından, bu koşulları taşımayan bir
başka oyuncu koyulamamaktadır.
Royal Antwerp Football Club davasının vakaları şöyle
toparlanabilir (HS Görüşü paragraf 1-21). UL, 1986 doğumlu olup hem Belçika hem
de bir üçüncü ülke vatandaşlığı olan bir futbolcudur. UL, bir dönem Belçika’da
yerleşik futbol kulübü olan Royal Antwerp için oynadıktan sonra artık
Belçika’da yerleşik bir başka futbol kulübü için oynamaktadır. UL, 13 Şubat
2020 tarihinde Belçika Spor için Tahkim Mahkemesi (Cour
belge d’arbitrage pour le sport) önünde bir dava açarak, diğerlerinin yanı sıra, UEFA’nın ve Belçika
Futbol Federasyonu’nun içeride yetişen oyuncu (HGP) ile ilgili kurallarının Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’nın (ABİHA’nın) 45. maddesini, yani AB iç
pazarı altında işçilerin serbest dolaşımını ihlal ettiğini ileri sürmüş ve
tazminat talebinde bulunmuştur. Royal Antwerp bu davaya müdahil olarak
katılmıştır. Belçika Spor için Tahkim Mahkemesi, 10 Temmuz 2020 tarihinde UEFA
kuralları yönünden kabul edilemezlik ve Belçika Futbol Federasyonu kuralları
yönünden kabul edilebilirlik ancak esastan ret kararı (işçilerin serbest
dolaşımının ihlal edilmediği kararı) vermiştir.
Bunun üzerine UL, Royal Antwerp ile birlikte, 1 Eylül 2020 tarihinde
Brüksel İlk Derece Mahkemesi (Tribunal de première instance francophone de
Bruxelles) önünde bir
dava açarak, Belçika Yargısal Kodu’nun 1717. maddesi anlamında kamu düzenine
aykırılık taşıdığı gerekçesiyle tahkim kararının iptalini talep etmiştir.
İddialarına göre, bu kural, Royal Antwerp gibi bir futbol kulübünün yerel veya
ulusal kök gerekliliğini karşılamayan oyuncuları işe alması ve maçta oynatması ihtimalini
kısıtlamakta, dolayısıyla UL gibi bu tür kök gerekliliğine dayanamayan
oyuncuların işe alınması ve maçta oynatılması ihtimalini de kısıtlamaktadır. UEFA
bu davaya müdahil olarak katılmıştır. Brüksel İlk Derece Mahkemesi (ulusal
mahkeme), bu arka planda, olası bir AB hukuku ihlalinin Belçika Yargısal Kodu’nun
1717. maddesi anlamında kamu düzenine aykırılık oluşturabileceğini not düşerek,
ön karar prosedürü aracılığıyla ABİHA’nın 101. ve 45. maddesinin, yani rekabet
hukuku yönünden teşebbüsler arası anlaşmalar, teşebbüs birliklerinin kararları
ve uyumlu eylemler ile ilgili yasağın ve iç pazar yönünden işçilerin serbest
dolaşımı ile ilgili kuralın yorumunu talep etmiştir.
2. Royal Antwerp Football Club Kararı
ABAD, ön karar prosedürünün kabul edilebilir olduğunu tespit ettikten
sonra (2.1.) esastan denetime geçmiştir (2.2.).
2.1. Kabul
Edilebilirlik
ABAD, ilk olarak, ön karar prosedürünün kabul edilebilir olduğunu tespit
etmiştir. UEFA, Belçika Futbol Federasyonu, Romanya ve Komisyon; (i) ön karar
başvurusu yapmakla ilgili prosedürel koşullar, (ii) ön karar başvurusunun
içeriği, (iii) uyuşmazlığın vakaları karşısında Divana yöneltilen soruların
alakalılığı ve (iv) somut uyuşmazlığın sınır aşırı boyutu ile ilgili iddialarla
ön karar prosedürünün kabul edilebilir olmadığını ileri sürmüştür (paragraf 26-27).
Bu yönden, kanaatimce, ön karar
prosedürünün kabul edilebilir olmadığına ilişkin iddiaların çeşitliliği,
haklılık payları olup olmadığı bir yana, ilgili tarafların, UEFA’nın ve Belçika Futbol Federasyonunun “içeride yetişen oyuncu (HGP)” kuralının AB
hukuku ışığında ele alınmasını ne denli istemediğine yönelik bir gösterge
olarak değerlendirilebilir. Öte taraftan, ABAD, daha önceki kararlarına da atıfta bulunmak
suretiyle, her bir iddiayı tek tek geri çevirerek ön karar başvurusunun tümüyle
kabul edilebilir olduğu sonucuna varmıştır (paragraf 28-45).
2.2. Esastan
Denetim
ABAD, ikinci olarak, esastan denetime geçerek somut uyuşmazlığın niteliği
ile ilgili birtakım ön gözlemleri takiben (2.2.1.), UEFA’nın ve Belçika Futbol Federasyonunun “içeride
yetişen oyuncu (HGP)” kuralının ABİHA md. 101 ile uyumlu olup olmadığı (2.2.2.) ve bu
kuralın ABİHA md. 45 ile uyumlu olup olmadığı (2.2.3.) üstünde
durmuştur.
2.2.1. Ön
Gözlemler
ABAD, esasen, AB
hukukunun spora uygulanabilirliği ve ABİHA
md. 165 ile ilgili ön gözlemlerde bulunmuştur.
Birincisi, yerleşik
içtihat hukuku uyarınca spor “ekonomik etkinlik oluşturduğu müddetçe” AB
hukukuna tabidir (paragraf 53). Bu yönden, UEFA’nın ve Belçika Futbol
Federasyonunun “içeride yetişen oyuncu (HGP)” kuralı, sporun ekonomik etkinlik
boyutuna temas ettiği için AB rekabet hukuku (ABİHA md. 101) ve iç pazar hukuku
(ABİHA md. 45) ışığında ele alınabilecektir (paragraf 52-62).
İkincisi, ABAD, ABİHA md. 165 ile ilgili pek çok farklı görüş ileri
sürülmüş olduğu için (paragraf 63), konuya açıklık getirmek istemiştir. ABAD’a
göre ABİHA md. 165, (i) ABİHA md. 6(e) ile birlikte ele alındığında, diğer
alanların yanı sıra spor alanında –bir “politika” değil bir “eylem” gütmek
üzere– AB’ye destekleyici bir yetki vermektedir (paragraf 67), (ii) “genel
uygulama alanı olan başkalarıyla kesişen bir hüküm” olarak tasarlanmamıştır (paragraf
68) ve (iii) “AB birincil hukukunun diğer hükümlerinden tümü veya
bazıları karşısında spora muafiyet getiren veya bu hükümlerin uygulanması
bağlamında spora özel muamele gerektiren özel bir kural olarak
nitelendirilemez” (paragraf 69). Belirtmek
gerekir ki, kanaatimce, ABAD’ın ABİHA md. 165 ile ilgili bu tespitleri, hem
spor alanı hem de sporla kıyaslanabilecek diğer alanlar yönünden, ileriye dönük
emsal karar niteliği taşımaya açıkça adaydır. Öte yandan, ABAD’a göre, spor
etkinliğinin “kayda değer sosyal ve eğitimsel önem taşıdığı” gerçeği ABİHA md.
101 ve 45 bağlamında ayrıca dikkate alınabilecektir (paragraf 70-74).
ABAD, bu ön gözlemleri takiben UEFA’nın ve Belçika Futbol Federasyonunun “içeride
yetişen oyuncu (HGP)” kuralının ABİHA md. 101 ile uyumlu olup olmadığı üstünde
durmuştur.
2.2.2. ABİHA
md. 101: Rekabet Hukuku Yönünden Teşebbüsler Arası Anlaşmalar, Teşebbüs Birliklerinin
Kararları ve Uyumlu Eylemler ile ilgili Yasak
ABAD, ABİHA md. 101’in yorumuna geçmeden evvel, ABİHA md. 101’in futbol
kulübü olarak ekonomik etkinlikte bulunan “teşebbüsler” ile üyelik veya
bağlılık ilişkileri olduğundan hem UEFA hem de Belçika Futbol Federasyonu karşısında
uygulanabilir olduğunu belirtmiştir (paragraf 79). ABİHA md. 101(1) uyarınca “üye
devletler arasındaki ticareti etkileyebilecek nitelikte olan ve amacı veya
etkisi iç pazardaki rekabetin engellenmesi,
kısıtlanması veya bozulması olan [...] tüm teşebbüsler arası anlaşmalar,
teşebbüs birliklerinin kararları ve uyumlu eylemler iç pazarla bağdaşmaz ve
yasaktır” (paragraf 80). ABAD, maddeyi ortaya koyduktan sonra alt unsurlarına
ayırarak kararına devam etmiştir.
İlk olarak, bir teşebbüs birliğinin kararının varlığı üstünde
durulmuştur. UEFA’nın ve Belçika Futbol Federasyonunun “içeride yetişen oyuncu (HGP)” kuralları,
“doğrudan veya dolaylı olarak üyesi olan teşebbüslerin ekonomik etkinlikte
bulunma koşullarına doğrudan etki ettiğinden” “teşebbüs birliklerinin kararı”
sayılmalıdır (paragraf 81-82).
İkinci olarak, üye devletler arasındaki ticaretin etkilenmesi üstünde
durulmuştur. UEFA’nın ve Belçika Futbol Federasyonunun “içeride yetişen oyuncu (HGP)” kuralları,
coğrafi kapsamları dikkate alınırsa, üye devletler arası ticaret doğrudan ya da
dolaylı, fiilen ya da potansiyel olarak ve kayda değer ölçüde etkiliyor
gözükmektedir (paragraf 83-84).
Üçüncü olarak, amacı veya etkisi iç pazardaki rekabetin engellenmesi,
kısıtlanması veya bozulması olan tutum kavramı üstünde durulmuştur. ABAD,
terditli bir incelemede bulunarak, önce “amaç” sonra “etki” unsuru üstünde
durmuştur. Birincisi, “amaç” unsuru yönünden, bir teşebbüsler arası anlaşma,
teşebbüs birliğinin kararı veya uyumlu eylem “doğası gereği rekabete yeterli
derecede zarar veriyorsa” onun amacının iç pazardaki rekabetin engellenmesi,
kısıtlanması veya bozulması olduğu değerlendirilebilir (paragraf 92). Bunun
için ilgili anlaşmanın, kararın veya eylemin (i) içeriği, (ii) parçası olduğu
ekonomik ve hukuki bağlam ve (iii) hedefleri incelenmelidir (paragraf 92-98).
İkincisi, “etki” unsuru yönünden, bir teşebbüsler arası anlaşma, teşebbüs birliğinin
kararı veya uyumlu eylem “kayda değer biçimde ve fiilen ya da potansiyel olarak
rekabeti engelliyor, kısıtlıyor veya bozuyorsa” rekabete aykırılık oluşur
(paragraf 99).
ABAD, ayrıca, ABİHA md. 101(1)’in uygulanmayabileceği iki hal üstünde de
durmuştur. Bu yönden, bir teşebbüsler arası anlaşma, teşebbüs birliğinin kararı
veya uyumlu eylem iç pazardaki rekabetin engellenmesi, kısıtlanması veya
bozulması amacını taşımaktaysa yalnızca
ABİHA md. 101(3) aracılığıyla md. 101(1)’den muaf tutulabilir (paragraf 116).
Öte yandan, bir teşebbüsler arası anlaşma, teşebbüs birliğinin kararı veya
uyumlu eylem iç pazardaki rekabetin engellenmesi, kısıtlanması veya bozulması etkisini taşımaktaysa hem ABİHA
md. 101(3) aracılığıyla hem de ilgili içtihat hukuku çerçevesinde md.
101(1)’den muaf tutulabilir (paragraf 117 ve 118).
ABİHA md. 101(3) uyarınca bir teşebbüsler arası anlaşma, teşebbüs
birliğinin kararı veya uyumlu eylem, şu dört kümülatif koşulu taşımalıdır: (i)
malların üretimi veya dağıtımının iyileştirilmesine veya teknik ya da ekonomik gelişmenin
artırılmasına katkıda bulunmalıdır, (ii) tüketicilere ortaya çıkan faydadan
adil bir pay ayırmalıdır, (iii) ilgili teşebbüslere bu amaçlara ulaşmak
bakımından zaruri olmayan kısıtlamalar getirmemelidir, (iv) ilgili teşebbüslere
söz konusu malların önemli bir bölümü için rekabeti ortadan kaldırma imkânı
vermemelidir (paragraf 119).
İlgili içtihat hukuku uyarınca ise bir teşebbüsler arası anlaşma veya
teşebbüs birliğinin kararı, (i) doğası gereği kendiliğinden rekabete aykırı
olmayan kamu yararına ilişkin meşru hedefler gütmekteyse, (ii) bu hedefe varmak
için gerçekten gerekliyse ve (iii) rekabetin kısıtlanması veya bozulması
yönünde içkin bir etki taşıyorsa bile bu içkin etki gerekli olanın ötesine geçmemekteyse
ABİHA md. 101(1)’den etkilenmeyebilir (paragraf 113). Bu noktada, kanaatimce, ABAD, iç pazardaki rekabetin engellenmesi,
kısıtlanması veya bozulması etkisine sahip olan teşebbüsler arası anlaşmalar,
teşebbüs birliklerinin kararları ve uyumlu eylemler yönünden bir tür “makul
olma” (“rule of reason”) kuralını artık yerleşik hale getirmiştir, denilebilir. Şöyle ki, ABAD, Royal Antwerp Football Club kararının
113. paragrafındaki tespitleri desteklemek üzere “bu etki ile ilgili olarak
bkz” şeklinde en eskisi 2002, en yenisi 2013 tarihli kararlara atıf verirken örneğin
25 Ocak 2024 karar tarihli Em akaunt BG kararının 30. paragrafında aynı tespitlere bu kez “yerleşik içtihat hukuku
uyarınca” şeklinde atıf vermeye başlamıştır.
ABAD, UEFA’nın ve Belçika Futbol Federasyonunun “içeride yetişen oyuncu (HGP)” kurallarının
iç pazardaki rekabetin engellenmesi, kısıtlanması veya bozulması amacına veya
etkisine sahip bulunup bulunmadığı ile ilgili olarak ise, belirli bir ölçüde
rehberlik sunmakla birlikte, asıl kararı vermeyi neredeyse tamamen ulusal
mahkemeye bırakmıştır (paragraf 135). Not düşelim ki, HS Szpunar Gerekçeli Görüşünde
konunun bu boyutuna hiç değinmemiştir (bkz. paragraf 24).
ABAD, ABİHA md. 101 ile ilgili bu tespitleri takiben UEFA’nın ve Belçika Futbol Federasyonunun “içeride
yetişen oyuncu (HGP)” kuralının ABİHA md. 45 ile uyumlu olup olmadığı üstünde
durmuştur.
2.2.3. ABİHA
md. 45: İç Pazar Yönünden İşçilerin Serbest Dolaşımı
ABAD, ABİHA md. 45 ile ilgili olarak ise, ihtilaflı önlemlerin, yani
UEFA’nın ve Belçika
Futbol Federasyonunun “içeride yetişen oyuncu (HGP)” kuralının işçilerin serbest
dolaşımı yönünden engel oluşturmakta olup olmadığı ve bu önlemlerin haklı
gösterilebilir nitelik taşıyıp taşımadığı üstünde durmuştur.
İlk olarak, UEFA’nın ve Belçika Futbol Federasyonunun “içeride yetişen oyuncu (HGP)” kuralı, “bir
başka üye devletten gelen oyuncuların zararına dolaylı ayrımcılığa yol açmaya
elverişli” olduğu için ilk bakışta işçilerin serbest dolaşımını ihlal ediyor
gözükmektedir (paragraf 139-140).
İkinci olarak, ihtilaflı önlemler, belirli bir meşru sebep temelinde
orantılılık ilkesi ile uyumlu ise haklı gösterilebilecektir (paragraf 141). Bu
bakımdan, “genç profesyonel futbol oyuncularının eğitimini ve işe alımını
teşvik etmek” meşru sebep oluşturur (paragraf 144). ABAD, UEFA’nın ve Belçika Futbol Federasyonunun “içeride
yetişen oyuncu (HGP)” kuralının orantılılık ilkesi ile uyumlu olup olmadığı ile
ilgili olarak ise, belirli bir ölçüde rehberlik sunmakla birlikte, asıl kararı
vermeyi neredeyse tamamen ulusal mahkemeye bırakmıştır (paragraf 150). Not
düşelim ki, HS Szpunar Gerekçeli Görüşünde bu konuda daha net bir tutum
takınmıştır. Ona göre ABİHA’nın 45. maddesi, yani işçilerin serbest dolaşımı
hükmü, gerek UEFA gerek Belçika Futbol Federasyonu tarafından benimsenen
içeride yetişen oyuncu (HGP) ile ilgili kuralların, bu tür oyuncuların ilgili
ulusal futbol federasyonundaki başka bir kulüpte de yetişebileceğini öngördüğü
ölçüde, önüne geçer şeklinde yorumlanmalıdır (paragraf 83).
ABAD ise, HS’den farklı olarak, UEFA’nın ve Belçika Futbol Federasyonunun “içeride
yetişen oyuncu (HGP)” kuralını ABİHA md. 101 ve 45 ışığında netleştirmekten
kaçınmayı tercih etmiş veya hakimler arasında bu konuda bir uzlaşı sağlanamamış
gözükmektedir. Bu yönden, ABAD’ın bu tutumunu açıkça ortaya koyduğu için
kararın 149. paragrafı tam olarak alıntılanmayı hak etmektedir: “Bu kararın
önceki paragraflarında yer alan tüm unsurlar ve uygun olduğunda başvurucu
mahkemenin bu karar ışığında alakalı gördüğü diğer unsurlar, başvurucu mahkeme
tarafından, somut uyuşmazlıktaki taraflarca sunulan veya sunulacak olan
argümanlar ve deliller dikkate alınarak, derinlemesine ve kapsamlı bir şekilde
değerlendirilmelidir”.
Sonuç
Royal Antwerp Football
Club kararı, Giriş’te
de belirtildiği üzere, AB rekabet ve iç pazar hukuku ile genel
olarak spor, özel olarak futbol arasındaki ilişkinin ele alındığı bir dizi
karara (örneğin 1995 karar tarihli Bosman
kararına veya 2010 karar tarihli Olympique
Lyonnais kararına ve kendisiyle aynı gün verilen International Skating Union (C- 124/21 P)
kararı ile European Superleague Company (C-333/21)
kararına) eklenmiştir. Bununla birlikte, bu kararın AB rekabet ve iç pazar hukuku
ile genel olarak spor, özel olarak futbol arasındaki ilişkiye ışık tutma
derecesi düşük gözükmektedir.
Pek tabii ki, ABİHA md. 267 gereği, ABAD, ön karar prosedürü çerçevesinde AB hukukunu yorumlar ve ulusal
mahkeme, önündeki davaya AB hukukunu uygulamaya karar verirse bu yorum ile
bağlı olarak AB hukukunu uygular.
Bu yönden, “yorum” ile “uygulama” arasındaki sınır çizgileri, bir
başka ifadeyle yorumun nerede bitip uygulamanın nerede başladığı da her zaman
çok net bir biçimde tespit edilememektedir. Nitekim ABAD kararları da yorum ile
uygulama arasındaki bu esnek ilişkiyi yansıtmaktadır: ABAD, (i) ön karar
başvuruları çerçevesinde Birlik hukukunun yorumu ile ilgili genel bir tespit
ile yetinerek o yorumu uygulamayı ulusal mahkemeye bırakabildiği gibi (örneğin bkz), (ii) oldukça spesifik tespitlere yer vererek ulusal mahkemeye ön karar
prosedürü çerçevesindeki kararı önündeki uyuşmazlığa uygulamaktan başka seçenek
bırakmayabilmektedir (örneğin bkz). Royal Antwerp Football Club kararı,
bu arka plandai, (i) numaralı tutuma yakın bir karar olarak kaleme alınmıştır.
Royal Antwerp Football
Club kararı bu
yönden futbolla ilgili iki deyimi çağrıştırmaktadır: “maçın kırılma anı” ve
“futbol doksan dakikadır”. Bunlardan ilki, “maçın seyrini değiştiren; ancak
önemi daha sonra ortaya çıkan maçtaki bir gol, bir durum veya hareket” olarak,
ikincisi “maç bitmeden sonuç belli olmaz, değişebilir” şeklinde tanımlanmıştır. ABAD,
UEFA’nın ve Belçika Futbol
Federasyonunun “içeride yetişen oyuncu (HGP)” kuralının AB rekabet ve iç pazar hukuku
ile uyumlu olup olmadığı konusunda karar vermeyi neredeyse tamamen ulusal
mahkemeye bıraktığı için Royal Antwerp
Football Club kararı aracılığıyla “maçın kırılma anı” olmama tercihinde
bulunmuştur, denilebilir. Ulusal mahkeme,
UEFA’nın ve Belçika Futbol
Federasyonunun “içeride yetişen oyuncu (HGP)” kuralının AB rekabet ve iç pazar hukuku
ile uyumuna karar vereceği için “futbol doksan dakikadır”, denilebilir.
Herhalükarda, AB hukuku ile spor arasındaki ilişki, ABAD kararlarına konu
olsun olmasın, tartışılmaya devam edecek gözükmektedir.
Bu yazıya atıf için: İlke Göçmen, "Avrupa Birliği Hukuku Karşısında Futboldaki İçeride Yetişen Oyuncu (Home-Grown Players) Kuralı: Adalet Divanının Royal Antwerp Football Club (C-680/21) Kararı", Yaşayan Avrupa Birliği Hukuku Blogu, 20/02/2024, Link: <https://yasayanabhukuku.blogspot.com/2024/02/avrupa-birligi-hukuku-karssnda.html>
Bu yazıyı faydalı buldunuz mu? Hiç bir içeriği kaçırmayın bizi takip edin.
No comments:
Post a Comment