11 April 2024

AB’nin Kara Para Aklamayla Mücadeleye İlişkin Kuralları Değişiyor


Emriye Özlem Şeker, Dr. Öğretim Üyesi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Avrupa Birliği Hukuku Anabilim Dalı

Fotoğraf: Wikimedia Commons

 

Giriş

Avrupa Parlamentosu ve Konsey 18 Ocak 2024 tarihinde AB’nin kara paranın aklanması ve terörün finansmanı ile mücadeleye ilişkin mevzuatını değiştirecek yasa paketi (AML paketi - AML Package) konusunda siyasi uzlaşıya vardı. İlgili paket konuyu artık bir tüzük ile düzenlemek, uzman bir AB ajansı kurmak ve konuya ilişkin AB kurallarını kripto varlıklara, lüks alışverişlere ve futbol kulüplerine de genişletmek gibi yenilikler öngörmesi sebebiyle ilgi çekicidir.

AB’nin AML paketi yeni kuralların kapsamını üçüncü ülke vatandaşları ve teşebbüsleri ile daha fazla faaliyeti kapsayacak şekilde genişletmesi sebebiyle Türkiye açısından da önem arz edebilecektir.

Bu blog yazısı AML paketini arka planı, öne çıkan değişiklik önerileri ve paketin geleceği başlıkları altında ele alacaktır.

 

Paketin Arka Planı

Kara para aklama, suçtan elde edilen gelirlerin kanuna aykırı kaynaklarının gizlenmesi yoluyla bu faaliyetlerinin “temizlenmesi” olarak tanımlanmaktadır. Kara para aklama faaliyeti genellikle uyuşturucu, silah ve insan ticareti gibi büyük miktarda nakit kar sağlayan organize suçlarla ilişkilendirilmektedir. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) verilerine göre küresel gayrisafi millî hasılanın  2% ila 5%’i arası bir değerin (yaklaşık 715 milyar ile 1.87 trilyon Avro) kara para aklama faaliyetlerine ait olduğu tahmin edilmektedir.

AB’nin bu alandaki ilk düzenlemesi 1991 yılında kabul edilen ve AB’deki mali sistemin kara para aklama amacıyla kullanılmasını engellemeyi amaçlayan AML Direktifidir. Bir numaralı AML Direktifi (AML Direktifi1) olarak da anılan bu Direktif AB’nin iç pazara ilişkin yetkisi kapsamında kabul edilmiştir. Zira Komisyon bu faaliyetleri AB içinde sermayenin serbest dolaşımını da kapsayan iç pazarı etkileyen riskler altında değerlendirerek karşılık vermektedir.

AB’nin hukuken bağlayıcı düzenlemelerinden, AB yasama tasarrufu, olan “direktif” tanımı itibariyle üye devletleri ulaşılması gereken sonuçları itibariyle bağlar; şekil ve yöntem seçimini ise üye devletlere bırakır. Dolayısıyla direktifler üye devletlerin ulusal hukuklarına, direktifteki sınırlara uygun olarak, aktarılması gereken AB yasama tasarruflarıdır. AML Direktifi1, zaman içinde bir çok kez güncellenmiştir ve şu anda AML Direktifi4 ile 2018 yılında değiştirilen beşinci hali, AML Direktifi5, yürürlüktedir.

Komisyon Temmuz 2021’de AB’nin kara para aklama ve terörün finansmanıyla (AML/CFT) mücadele kurallarını güçlendirmek amacıyla iddialı bir yasa paketi sunmuştur. Paket kara para aklama ile mücadele konusunda bir AB otoritesinin kurulmasına ilişkin Tüzük, kara para aklama ile mücadele konusunda AB genelinde geçerli olacak bir Tüzük, mevcut direktifin yerine geçecek AML Direktifi6 ile kripto varlıkların transferlerinin izlenmesine ilişkin bir Tüzük revizyonunu içermektedir.

Yasa paketi kapsamındaki tasarruflar olağan yasama usulü uyarınca Parlamento ve Konsey’in evet demesi ile kabul edilebilecektir. Kurumlar 18 Ocak 2024’te pakete ilişkin ilk anlaşma sinyalini vermiştir.

 

AML Yasa Paketi İçeriği

AB’nin bu iddialı yasa paketi içindeki değişiklik önerileri kurumsal ve maddi değişiklikler olarak ikiye ayrılarak kısaca tanımlanabilir.

Kurumsal açıdan: AMLA

Yasa paketindeki en dikkat çeken kurumsal değişiklik bu konuda bir AB  ajansının, Avrupa Kara Para Aklamayla Mücadele Otoritesinin (Anti-Money Laundering and Countering the Financing of Terrorism Authority (AMLA)) kurulmasıdır. AMLA’nın kurulması konuya ilişkin bir Tüzük, AB’nin AML yasa paketi içine yerleştirilmiştir. AMLA’nın AB’nin AML/CFT kurallarının merkezine yerleştirilmesi öngörülmektedir. Bu ajans, AB’deki kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadelede rol alan ulusal mali istihbarat birimleri (Financial Intelligence Units-FIUs) arasındaki koordinasyonu ve ilgili AB kurallarının doğru ve tutarlı uygulanmasını sağlayacak merkezi bir otorite olacaktır. AMLA’nın kurulacağı yerin seçimine ilişkin süreç 22 Şubat 2024’te tamamlanmıştır. Parlamento ve Konsey’in anlaşması ile AMLA’nın Frankfurt’ta kurulmasına karar verilmiştir. AMLA’nın 2025 itibariyle büyük ölçüde operasyonel hale gelmesi amaçlanmaktadır.

Maddi açıdan: 1 – AML Tüzüğü

AML paketi ile önerilen maddi değişikliklerden ilki kara para aklama ve terörün finansmanı ile mücadeleye ilişkin yeni bir Tüzük getirilmesidir. İlgili Tüzük, AML Regulation - EU AML Single Rulebook olarak da anılmaktadır. Bir AB yasama tasarrufu türü olarak “tüzük”, direktiflerden farklı olarak, genel uygulama alanına sahiptir, bütünüyle bağlayıcıdır ve tüm üye devletlerde doğrudan uygulanır. Yani tüzüklerin üye devletler tarafından ulusal hukuka aktarılmaları söz konusu değildir. Böylelikle AB AML/CFT konularında tüm üye devletlerde geçerli olacak ortak kuralları bu Tüzük ile düzenlemek yoluyla konuya ilişkin AB genelinde tam uyumlaştırmaya gitmeyi planlamaktadır.

Taslak Tüzüğün son hali yayınlanmamış olsa da Komisyon önerilen düzenlemeleri şu şekilde özetlemektedir:

Yükümlü kuruluşların kapsamının genişletilmesi. AML Tüzüğü yükümlülerin kapsamına finansal kurumlar, bankalar, kumarhaneler gibi geleneksel aktörlerin yanında kripto varlık hizmet sağlayıcılarının (CASPs) (1000 Avro ve üzerindeki tüm müşteri hizmetleri bakımından), lüks malların ticaretini yapan tüccarların, profesyonel futbol kulüplerinin ve menajerlerinin de eklenmesi öngörülmektedir.

Arttırılmış özen yükümlülüğü (enhanced due diligence): Kripto varlık hizmet sağlayıcıların sınır aşan muhabir ilişkileri ile kredi ve finans kuruluşlarının çok varlıklı (yüksek net değerli) bireylerin büyük miktarda varlığın işlenmesini içeren faaliyetlerine daha yüksek özen yükümlülüğü kurallarının getirilmesi öngörülmektedir. Bu yükümlülüğe uymamanın yaptırım rejimi bakımından ağırlaştırıcı unsur olarak kabul edilmesi planlanmaktadır.

Nakit ödeme üst sınırı: AB genelinde nakit ödeme limitinin 10.000 Avro olarak belirlenmesi yoluyla suçluların kara para aklama faaliyetlerinin zorlaştırılması amaçlanmaktadır. Ayrıca, yükümlü kuruluşların 3.000 ile 10.000 Avro arasında nakit olarak zaman zaman işlem gerçekleştiren bir kişinin kimliğini belirlemesi ve doğrulaması gerekliliği konusunda da geçici anlaşmaya varılmıştır.

Yararlanma hakkı (beneficial ownership): Bir hukuki varlık (şirket, vakıf, ortaklık gibi) üzerinde yasal hak sahibi veya malik olmadan o tüzel kişinin gerçek kontrolü sağlayan veya ondan faydalanan kişilere ilişkin kuralların uyumlaştırılması ve şeffaflaştırılması konusunda geçici anlaşmaya varılmıştır. Yararlanma hakkı maliklik ve kontrol olarak iki unsur esasında değerlendirilerek belirlenecektir. Yararlanma hakkı eşiği ise %25 olarak belirlenmiştir. Bu kurallar AB içinde faaliyetlerde bulunan üçüncü ülke teşebbüsleri bakımından da geçerli olacaktır. Çok katmanlı mülkiyet ve kontrol yapılarının da kötüye kullanmaların önüne geçme amaçlı olarak güncellenmesi söz konusudur.

Yüksek risk ülkeleri: Yükümlü kuruluşlar AML/CFT düzenlemelerinde yetersizlikler olan yüksek risk ülkelerini içeren işlemler bakımından AB iç pazarının bütünlüğüne tehdit oluşturmaları sebebiyle daha yüksek özen yükümlülüğü öngörülecektir. Risk değerlendirmesi Komisyon tarafından Malî Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force, FATF) listeleri esas alınarak yapılacaktır. Yüksek risk halinde ek özel AB veya ulusal karşı tedbirlerin yükümlü teşebbüslere veya üye devletler seviyesinde uygulanması haklı gösterilecektir.

 

Maddi açıdan: 2 – AML Direktifi6

Mevcut Direktifi değiştirecek olan Direktif ile getirilecek değişiklikler şu şekilde özetlenmektedir:

Yararlanma hakkı sahiplerinin kaydı: Taslak Direktif kayıt yetkisine sahip merkezi kurumlara ek yetkiler tanımaktadır. Bunların içinde kaydedilen verilerin doğrulanması, hedeflenen mali yaptırım konusu kişi ve teşebbüslerin işaretlenmesi belirtilebilir. Direktif ayrıca kayıtlara erişebilecek kişilerin kapsamını denetleyici ve kamu otoritelerine ek olarak kamuoyunun meşru ilgisini taşıyan, basın ve sivil toplumun da dahil olduğu, kişilere genişletmektedir. Gayrimenkulü içeren suç şemalarına ilişkin soruşturmaları kolaylaştırmak amacıyla gayrimenkul kayıtlarının da yetkili otoriteler için erişilebilir olması sağlanacaktır.

Mali istihbarat birimlerinin (FIU) sorumlulukları: Üye devletler hâlihazırda yetkili otoritelerden gelen AML/CFT bağlantılı bilgileri inceleyen FIU’lar kurmuştur. AML paketi kapsamında FIU’lar kripto transferleri de dahil bir çok konudaki mali, idari ve hukuki yaptırım bilgilerine anında ve doğrudan erişebilecektir. FIU’ların temel haklarla bağlılığı teyit edilmektedir. FIU’ların bir işlemi askıya alma veya onayı reddetme yetkilerinin sağlam bir çerçeveye oturtulması konusunda da anlaşmaya varılmıştır.

Denetleyiciler: Her üye devlet, kendi topraklarında faaliyet gösteren tüm yükümlü kuruluşların en az bir veya daha fazla denetleyici tarafından yeterli ve etkili bir şekilde denetlenmesini sağlayacaktır. Denetleyiciler şüpheli durumlarla ilgili olarak FIU'lara bildirimlerde bulunacaklardır. AMLA düzenlemesindeki hükümlere benzer şekilde, finansal olmayan sektör için yeni denetim önlemleri olan "denetim koleji" adı verilen uygulamalar tanıtılmaktadır.

 

Maddi açıdan: 3 – Yeniden Düzenlenmiş Fon Transferi Tüzüğü

Kripto varlıkların transferlerinin izlenmesine ilişkin 2023/1113 sayılı Yeniden Düzenlenmiş Fon Transferi Tüzüğünün (Recast Funds Transfer Regulation) bu alandaki mevcut 2023/1114 sayılı Kripto Varlık Piyasaları Tüzüğünü (MiCA veya MiCAR) tamamlayan yeni bir tüzük olması planlanmıştır. Bu Tüzük ile kripto varlıkların transferinin daha şeffaf ve takip edilebilir hale getirmesi amaçlanmaktadır. Yeniden Düzenlenmiş Fon Transferi Tüzüğü 29 Haziran 2023’te yürürlüğe girmiştir ve 30 Aralık 2024 tarihinden itibaren uygulanacaktır.

 

Sıradaki adım

AMLA Tüzüğü, AML Tüzüğü ve AML Direktifi6 taslaklarının üye devletlerin temsilcileri tarafından Konsey’in Daimi Temsilciler Komitesi (COREPER) ve Parlamento tarafından onaylanması beklenmektedir. Konsey ve Parlamento tarafından kabul edilen belgeler AB Resmi Gazetesinde yayınlandıktan sonra yürürlüğe girecektir. Bu taslakların 2024’ün ilk yarısında kabul edilmesi beklenilmektedir.

Komisyon tarafından açıklanan taslak belgelere göre AML Direktifi6, yürürlüğe girdikten sonra iki yıl içinde üye devletlerin ulusal hukuklarına aktarılacaktır. AML Tüzüğünün ise yürürlüğe girdikten üç yıl sonra uygulanması beklenilmektedir.

AB’nin kabul edilmesi yaklaşan AML paketinin AML/CFT işlemlerinin denetlenmesini üye devlet ve AB seviyelerinde arttırması öngörülmektedir. AML Tüzüğü kurallarının tüm üye devletlerde aynen ve doğrudan uygulanması, AML Direktifi6’nin ayrıntılı kuralları ile desteklenecektir. AMLA’nın merkezi bir otorite olarak uygulama ve düzenlemeye ilişkin teknik standartları denetlemesi, AML/CFT’ye ilişkin yeni AB kurallarının uygulanmasını daha da güçlendirecektir.

 

Bu yazıya atıf için: Emriye Özlem Şeker, “AB’nin Kara Para Aklamayla Mücadeleye İlişkin Kuralları Değişiyor”, Yaşayan AB Hukuku Blogu, 11/04/2024, Link:  https://yasayanabhukuku.blogspot.com/2024/04/abnin-kara-para-aklamayla-mucadeleye.html 


Bu yazıyı faydalı buldunuz mu? Hiç bir içeriği kaçırmayın bizi takip edin.