Emriye
Özlem Şeker, Dr. Öğretim Üyesi, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Avrupa
Birliği Hukuku Anabilim Dalı
Fotoğraf: Wikimedia Commons
Giriş
Avrupa Parlamentosu ve Konsey 18 Ocak 2024 tarihinde AB’nin kara paranın aklanması ve terörün finansmanı ile
mücadeleye ilişkin mevzuatını değiştirecek yasa paketi (AML paketi - AML Package) konusunda siyasi uzlaşıya vardı. İlgili paket konuyu
artık bir tüzük ile düzenlemek, uzman bir AB ajansı kurmak ve konuya ilişkin AB
kurallarını kripto varlıklara, lüks alışverişlere ve futbol kulüplerine de
genişletmek gibi yenilikler öngörmesi sebebiyle ilgi çekicidir.
AB’nin AML paketi yeni kuralların kapsamını üçüncü ülke
vatandaşları ve teşebbüsleri ile daha fazla faaliyeti kapsayacak şekilde
genişletmesi sebebiyle Türkiye açısından da önem arz edebilecektir.
Bu blog yazısı AML paketini arka planı, öne çıkan
değişiklik önerileri ve paketin geleceği başlıkları altında ele alacaktır.
Paketin Arka Planı
Kara para aklama, suçtan elde edilen gelirlerin kanuna
aykırı kaynaklarının gizlenmesi yoluyla bu faaliyetlerinin “temizlenmesi”
olarak tanımlanmaktadır. Kara para aklama
faaliyeti genellikle uyuşturucu, silah ve insan ticareti gibi büyük miktarda
nakit kar sağlayan organize suçlarla ilişkilendirilmektedir. Birleşmiş
Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi (UNODC) verilerine göre küresel gayrisafi
millî hasılanın 2% ila 5%’i arası bir
değerin (yaklaşık 715 milyar ile 1.87 trilyon Avro) kara para aklama
faaliyetlerine ait olduğu tahmin edilmektedir.
AB’nin bu alandaki ilk düzenlemesi 1991 yılında kabul
edilen ve AB’deki mali sistemin kara para aklama amacıyla kullanılmasını
engellemeyi amaçlayan AML Direktifidir. Bir numaralı AML Direktifi (AML
Direktifi1) olarak da anılan bu Direktif AB’nin iç pazara ilişkin yetkisi
kapsamında kabul edilmiştir. Zira Komisyon bu faaliyetleri AB içinde sermayenin
serbest dolaşımını da kapsayan iç pazarı etkileyen riskler altında
değerlendirerek karşılık vermektedir.
AB’nin hukuken bağlayıcı düzenlemelerinden, AB yasama
tasarrufu, olan “direktif” tanımı itibariyle üye devletleri ulaşılması gereken
sonuçları itibariyle bağlar; şekil ve yöntem seçimini ise üye devletlere bırakır. Dolayısıyla direktifler
üye devletlerin ulusal hukuklarına, direktifteki sınırlara uygun olarak,
aktarılması gereken AB yasama tasarruflarıdır. AML Direktifi1, zaman içinde bir
çok kez güncellenmiştir ve şu anda AML Direktifi4 ile 2018 yılında
değiştirilen beşinci hali, AML Direktifi5, yürürlüktedir.
Komisyon Temmuz 2021’de AB’nin kara para aklama ve terörün
finansmanıyla (AML/CFT) mücadele kurallarını güçlendirmek amacıyla iddialı bir yasa paketi sunmuştur. Paket kara
para aklama ile mücadele konusunda bir AB otoritesinin kurulmasına ilişkin
Tüzük, kara para aklama ile mücadele konusunda AB genelinde geçerli olacak bir
Tüzük, mevcut direktifin yerine geçecek AML Direktifi6 ile kripto varlıkların
transferlerinin izlenmesine ilişkin bir Tüzük revizyonunu içermektedir.
Yasa paketi kapsamındaki tasarruflar olağan yasama usulü
uyarınca Parlamento ve Konsey’in evet demesi ile kabul edilebilecektir.
Kurumlar 18 Ocak 2024’te pakete ilişkin ilk anlaşma sinyalini vermiştir.
AML Yasa Paketi İçeriği
AB’nin bu iddialı yasa paketi içindeki değişiklik
önerileri kurumsal ve maddi değişiklikler olarak ikiye ayrılarak kısaca
tanımlanabilir.
Kurumsal açıdan: AMLA
Yasa paketindeki en dikkat çeken kurumsal değişiklik bu
konuda bir AB ajansının, Avrupa Kara
Para Aklamayla Mücadele Otoritesinin (Anti-Money Laundering and Countering the
Financing of Terrorism Authority (AMLA)) kurulmasıdır. AMLA’nın kurulması
konuya ilişkin bir Tüzük, AB’nin AML yasa paketi
içine yerleştirilmiştir. AMLA’nın AB’nin AML/CFT kurallarının merkezine
yerleştirilmesi öngörülmektedir. Bu ajans, AB’deki kara para aklama ve terörün
finansmanı ile mücadelede rol alan ulusal mali istihbarat birimleri (Financial
Intelligence Units-FIUs) arasındaki koordinasyonu ve ilgili AB kurallarının
doğru ve tutarlı uygulanmasını sağlayacak merkezi bir otorite olacaktır. AMLA’nın
kurulacağı yerin seçimine ilişkin süreç 22 Şubat 2024’te tamamlanmıştır.
Parlamento ve Konsey’in anlaşması ile AMLA’nın Frankfurt’ta kurulmasına karar verilmiştir. AMLA’nın 2025
itibariyle büyük ölçüde operasyonel hale gelmesi amaçlanmaktadır.
Maddi açıdan: 1 – AML Tüzüğü
AML paketi ile önerilen maddi değişikliklerden ilki kara
para aklama ve terörün finansmanı ile mücadeleye ilişkin yeni bir Tüzük
getirilmesidir. İlgili Tüzük, AML Regulation - EU AML Single Rulebook
olarak da anılmaktadır. Bir AB yasama tasarrufu türü olarak “tüzük”,
direktiflerden farklı olarak, genel uygulama alanına sahiptir, bütünüyle
bağlayıcıdır ve tüm üye devletlerde doğrudan uygulanır. Yani tüzüklerin üye
devletler tarafından ulusal hukuka aktarılmaları söz konusu değildir.
Böylelikle AB AML/CFT konularında tüm üye devletlerde geçerli olacak ortak
kuralları bu Tüzük ile düzenlemek yoluyla konuya ilişkin AB genelinde tam uyumlaştırmaya
gitmeyi planlamaktadır.
Taslak Tüzüğün son hali yayınlanmamış
olsa da Komisyon önerilen düzenlemeleri şu şekilde özetlemektedir:
Yükümlü kuruluşların kapsamının
genişletilmesi. AML Tüzüğü yükümlülerin kapsamına finansal kurumlar, bankalar,
kumarhaneler gibi geleneksel aktörlerin yanında kripto varlık hizmet
sağlayıcılarının (CASPs) (1000 Avro ve üzerindeki tüm müşteri hizmetleri
bakımından), lüks malların ticaretini yapan tüccarların, profesyonel futbol
kulüplerinin ve menajerlerinin de eklenmesi öngörülmektedir.
Arttırılmış özen yükümlülüğü (enhanced
due diligence): Kripto varlık hizmet sağlayıcıların sınır aşan muhabir ilişkileri ile
kredi ve finans kuruluşlarının çok varlıklı (yüksek net değerli)
bireylerin büyük miktarda varlığın işlenmesini içeren faaliyetlerine daha
yüksek özen yükümlülüğü kurallarının getirilmesi öngörülmektedir. Bu
yükümlülüğe uymamanın yaptırım rejimi bakımından ağırlaştırıcı unsur olarak
kabul edilmesi planlanmaktadır.
Nakit ödeme üst sınırı: AB genelinde nakit ödeme
limitinin 10.000 Avro olarak belirlenmesi yoluyla suçluların kara para aklama
faaliyetlerinin zorlaştırılması amaçlanmaktadır. Ayrıca, yükümlü kuruluşların
3.000 ile 10.000 Avro arasında nakit olarak zaman zaman işlem gerçekleştiren
bir kişinin kimliğini belirlemesi ve doğrulaması gerekliliği konusunda da
geçici anlaşmaya varılmıştır.
Yararlanma hakkı (beneficial
ownership): Bir hukuki varlık (şirket, vakıf, ortaklık gibi) üzerinde yasal hak
sahibi veya malik olmadan o tüzel kişinin gerçek kontrolü sağlayan veya ondan
faydalanan kişilere ilişkin kuralların uyumlaştırılması ve şeffaflaştırılması
konusunda geçici anlaşmaya varılmıştır. Yararlanma hakkı maliklik ve kontrol
olarak iki unsur esasında değerlendirilerek belirlenecektir. Yararlanma hakkı
eşiği ise %25 olarak belirlenmiştir. Bu kurallar AB içinde faaliyetlerde
bulunan üçüncü ülke teşebbüsleri bakımından da geçerli olacaktır. Çok katmanlı
mülkiyet ve kontrol yapılarının da kötüye kullanmaların önüne geçme amaçlı
olarak güncellenmesi söz konusudur.
Yüksek risk ülkeleri: Yükümlü kuruluşlar AML/CFT
düzenlemelerinde yetersizlikler olan yüksek risk ülkelerini içeren işlemler
bakımından AB iç pazarının bütünlüğüne tehdit oluşturmaları sebebiyle daha
yüksek özen yükümlülüğü öngörülecektir. Risk değerlendirmesi Komisyon
tarafından Malî Eylem Görev Gücü (Financial Action Task Force, FATF) listeleri
esas alınarak yapılacaktır. Yüksek risk halinde ek özel AB veya ulusal karşı
tedbirlerin yükümlü teşebbüslere veya üye devletler seviyesinde uygulanması
haklı gösterilecektir.
Maddi açıdan: 2 – AML Direktifi6
Mevcut Direktifi değiştirecek olan Direktif ile
getirilecek değişiklikler şu şekilde özetlenmektedir:
Yararlanma hakkı sahiplerinin
kaydı: Taslak
Direktif kayıt yetkisine sahip merkezi kurumlara ek yetkiler tanımaktadır.
Bunların içinde kaydedilen verilerin doğrulanması, hedeflenen mali yaptırım
konusu kişi ve teşebbüslerin işaretlenmesi belirtilebilir. Direktif ayrıca
kayıtlara erişebilecek kişilerin kapsamını denetleyici ve kamu otoritelerine ek
olarak kamuoyunun meşru ilgisini taşıyan, basın ve sivil toplumun da dahil
olduğu, kişilere genişletmektedir. Gayrimenkulü içeren suç
şemalarına ilişkin soruşturmaları kolaylaştırmak amacıyla gayrimenkul
kayıtlarının da yetkili otoriteler için erişilebilir olması sağlanacaktır.
Mali istihbarat birimlerinin
(FIU) sorumlulukları: Üye devletler hâlihazırda yetkili otoritelerden gelen
AML/CFT bağlantılı bilgileri inceleyen FIU’lar kurmuştur. AML paketi kapsamında
FIU’lar kripto transferleri de dahil bir çok konudaki mali, idari ve hukuki
yaptırım bilgilerine anında ve doğrudan erişebilecektir. FIU’ların temel
haklarla bağlılığı teyit edilmektedir. FIU’ların bir işlemi askıya alma veya
onayı reddetme yetkilerinin sağlam bir çerçeveye oturtulması konusunda da
anlaşmaya varılmıştır.
Denetleyiciler: Her üye devlet, kendi
topraklarında faaliyet gösteren tüm yükümlü kuruluşların en az bir veya daha
fazla denetleyici tarafından yeterli ve etkili bir şekilde denetlenmesini
sağlayacaktır. Denetleyiciler şüpheli durumlarla ilgili olarak FIU'lara
bildirimlerde bulunacaklardır. AMLA düzenlemesindeki hükümlere benzer şekilde,
finansal olmayan sektör için yeni denetim önlemleri olan "denetim
koleji" adı verilen uygulamalar tanıtılmaktadır.
Maddi açıdan: 3 – Yeniden
Düzenlenmiş Fon Transferi Tüzüğü
Kripto varlıkların transferlerinin izlenmesine ilişkin 2023/1113
sayılı Yeniden Düzenlenmiş Fon Transferi
Tüzüğünün (Recast Funds Transfer Regulation) bu alandaki mevcut 2023/1114
sayılı Kripto Varlık Piyasaları Tüzüğünü (MiCA veya MiCAR)
tamamlayan yeni bir tüzük olması planlanmıştır. Bu Tüzük ile kripto varlıkların
transferinin daha şeffaf ve takip edilebilir hale getirmesi amaçlanmaktadır. Yeniden
Düzenlenmiş Fon Transferi Tüzüğü 29 Haziran 2023’te yürürlüğe girmiştir ve 30
Aralık 2024 tarihinden itibaren uygulanacaktır.
Sıradaki adım
AMLA Tüzüğü, AML Tüzüğü ve AML Direktifi6 taslaklarının
üye devletlerin temsilcileri tarafından Konsey’in Daimi Temsilciler Komitesi
(COREPER) ve Parlamento tarafından onaylanması beklenmektedir. Konsey ve
Parlamento tarafından kabul edilen belgeler AB Resmi Gazetesinde yayınlandıktan
sonra yürürlüğe girecektir. Bu taslakların 2024’ün ilk yarısında kabul edilmesi
beklenilmektedir.
Komisyon tarafından açıklanan taslak belgelere göre AML
Direktifi6, yürürlüğe girdikten sonra iki yıl içinde üye devletlerin ulusal
hukuklarına aktarılacaktır. AML Tüzüğünün ise yürürlüğe girdikten üç yıl sonra
uygulanması beklenilmektedir.
AB’nin kabul edilmesi yaklaşan AML paketinin AML/CFT
işlemlerinin denetlenmesini üye devlet ve AB seviyelerinde arttırması
öngörülmektedir. AML Tüzüğü kurallarının tüm üye devletlerde aynen ve doğrudan
uygulanması, AML Direktifi6’nin ayrıntılı kuralları ile desteklenecektir.
AMLA’nın merkezi bir otorite olarak uygulama ve düzenlemeye ilişkin teknik
standartları denetlemesi, AML/CFT’ye ilişkin yeni AB kurallarının uygulanmasını
daha da güçlendirecektir.
Bu yazıya atıf için: Emriye Özlem
Şeker, “AB’nin Kara Para Aklamayla
Mücadeleye İlişkin Kuralları Değişiyor”, Yaşayan AB Hukuku Blogu, 11/04/2024, Link: https://yasayanabhukuku.blogspot.com/2024/04/abnin-kara-para-aklamayla-mucadeleye.html
Bu yazıyı faydalı buldunuz mu? Hiç bir içeriği kaçırmayın bizi takip edin.
No comments:
Post a Comment