Dr. Gonca Çelik, AB İşleri Uzmanı, Avrupa
Birliği Hukuku ve Çeviri Daire Başkanlığı, Avrupa Birliği Başkanlığı, T.C.
Dışişleri Bakanlığı*
(*Bu yazıda yer alan görüşler yazarına ait
olup çalıştığı kurumu bağlamaz.)
Giriş
Hollanda’nın 1990’lı
yıllardan bu yana uyguladığı, ülkeye kabul ile ülkede kalış koşullarını
ağırlaştırma “entegrasyon” amaçlı düzenlemelerin
sonuncusu olan Hollanda Uyum Kanunu (Wet
inburgering 2021) 1 Ocak 2025 tarihinde yürürlüğe
girmiştir. Kanun, yürürlüğe girmesi için tanınan geçiş döneminde, basın ve Hollanda Türkler için Danışma Kurulu
(IOT) başta olmak üzere, Türk vatandaşlarının Ortaklık
Hukuku’ndan kaynaklanan hakları konusunda çalışan sivil
toplum örgütleri ve hukukçular nezdinde tartışmalara konu
olmuştur. Türk vatandaşlarının Ortaklık Hukukundan kaynaklanan hakları
kapsamında özellikle ikamet izni ve aile
birleşimi haklarının entegrasyon gerekçesiyle kısıtlanması,
halihazırda Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD) tarafından farklı üye devletler
ve hukuki durumlar bakımından yorumlanmıştır. Divan, yeni kısıtlama getirme
yasağı (standstill) kapsamında
verdiği kararlarında üye devlet düzenlemesiyle getirilen kısıtlamaları,
orantılılık ve amaca uygunluk gibi ilkelere cevap vermediği durumlarda Ortaklık
Hukuku’na aykırı
bulurken; giderek
daha net şekilde meşru sebebe dayanan yeni kısıtlama olduğu sonucuna varmıştır.
Bu çerçevede Hollanda
Uyum Kanunu’nun, Ortaklık Hukuku’na aykırılık gerekçesiyle ABAD önüne gelmesi
ihtimalinde ortaya çıkabilecek sonuca ilişkin değerlendirmelerde
bulunulacaktır.
1.
Hollanda Uyum Kanunu’nun Getirdikleri
Hollanda Göç ve
Vatandaşlık Kurumu’nun internet sitesinde “Türk vatandaşlarının daimi ikamet izni için
uyum diploması gerekmektedir” başlığıyla ve İngilizce olarak yayınladığı 26
Temmuz 2024 tarihli açıklamasında, “1
Ocak 2025 tarihinden itibaren daimi ikamet izni için başvuran Türk
vatandaşlarının uyum diploması ibraz etmesi gerekmektedir. (…) Bu kural, daimi
ikamet izninin yanı sıra, uzun süreli ikamet izni ve aile üyesi olarak
kalışlardan sonra talep edilen ikamet izni (geçici olmayan insani gerekçeli
ikamet izni) için de geçerlidir” ifadelerine yer verilmiştir. Açıklamada
ayrıca “yeni kısıtlama getirme yasağı” (standstill)
başlığı altında “Türkiye ile AB
arasındaki Ortaklık Hukukunda yer alan yeni kısıtlama getirme yasağının
kapsamına giren Türk vatandaşları bakımından, aile üyesi olarak ikamet ettikten
sonra geçici olmayan insani gerekçelere dayanan ikamet izni için yapacakları
başvurularda 1 Ocak 2025 tarihinden sonra uyum diploması verme zorunluluğu
olmayacaktır. Örneğin Hollanda’da işçi olarak çalışan Türk vatandaşları ve aile
üyeleri için durum böyledir” denilmektedir.
Hollanda Göç ve
Vatandaşlık Kurumu’nun internet sitesindeki Türk vatandaşlarına ilişkin
açıklamadan, Hollanda’da mukim bir Türk vatandaşı işçinin aile üyesi sıfatıyla
bu ülkeye gelmiş olan Türk vatandaşlarının ikamet izni taleplerinde uyum
diploması talep edilmeyeceği anlaşılmaktadır. Bununla birlikte bahsi geçen
durumun dışında farklı hukuki statülerde bulunan Türk vatandaşlarının,
Hollanda’dan farklı ikamet izinleri için başvuru yapması mümkündür. Örneğin
Hollanda’da işçi olarak çalışan bir Türk vatandaşının aile üyesinin, aile
birleşimi yoluyla ilk defa Hollanda’ya gelmek amacıyla ikamet izni talep etmesi
söz konusu olabileceği gibi; bir süredir geçici ikamet izniyle Hollanda’da
çalışmakta olan bir Türk vatandaşının uzun süreli veya daimi ikamet izni için
başvurması mümkündür. Hollanda Göç ve Vatandaşlık Kurumu tarafından yapılan
açıklama, farklı hukuki statülerde bulunan Türk vatandaşlarının Ortaklık
Hukukundan kaynaklanan hakları bakımından değerlendirme yapmaya imkan
vermemektedir.
Hollanda Uyum Kanunu (Wet
inburgering 2021), 16 yaşından büyük olan ve yaşlılık
aylığı almaya hak kazanma yaşına ulaşmamış yabancıların uyum yükümlülüğüne tabi
olmasını öngörmektedir. Kanun’un 3/II/b maddesinde uluslararası anlaşma veya
uluslararası kuruluşların kararları sebebiyle bazı kişilerin uyum
yükümlülüğünden istisna tutulduğu (exception)
ifade edilmiştir. Ayrıca Kanun’un 4/I/e. maddesinde halihazırda yeterince
uyumlu olduğunu ortaya koyan kişilere Bakan tarafından muafiyet (exemption) tanınabileceği hükme bağlanmıştır.
Türk vatandaşları bakımından ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklar da düşünülerek,
uyum diploması zorunluluğuna, kapsamı belirsiz bazı istisnalar getirilmiş
olması muhtemeldir. Kanun’da yer alan istisna ve muafiyet hükümleri genel ve
muğlak olsa da, bu hükümlerin Türk vatandaşları lehine yorumlanması ve
uygulanması mümkün görünmektedir.
2.
Türkiye-AB Ortaklık Hukukunda Durum
Bilindiği üzere Türkiye
ile Avrupa
Ekonomik Topluluğu Arasında Bir Ortaklık Yaratan Anlaşma’nın
(Ankara Anlaşması) 12. maddesinde tarafların, işçilerin serbest dolaşımını
kademeli olarak gerçekleştirmek için, Avrupa Birliği’nin Kurucu
Antlaşmaları’nın aynı konuyu düzenleyen hükümlerinden esinleneceği hükme
bağlanmaktadır. Ankara Anlaşması’nın imzalanmasından yedi yıl sonra imzalanan
ve ortaklık ilişkisini hazırlık döneminden geçiş dönemine taşıyan Katma
Protokol’ün “Kişilerin ve hizmetlerin dolaşımı” başlıklı II.
Kısmında yer alan “İşçiler” başlıklı 36. madde uyarınca taraflar arasında
işçilerin serbest dolaşımı kademeli olarak gerçekleştirilecektir. Ortaklık
Konseyi bu konuda gerekli usulleri kararlaştıracaktır.
“Ortaklığın
Geliştirilmesine ilişkin 19 Eylül 1980 tarihli 1/80 sayılı Ortaklık Konseyi
Kararı” (1/80 sayılı OKK) ayrımcılık yasağının (Madde 10) yanında,
Türk işçilerin (Madde 6) ve aile bireylerinin (Madde 7), üye devletlerde
çalıştıkları ve ikamet ettikleri sürelere bağlı olarak gelişen çalışma hakları
ile, Türk işçilerin çocuklarının eğitim hizmetlerinden yararlanma hakkını
(Madde 9) düzenlemiştir. 1/80 sayılı OKK’nın 13. maddesi ise “yeni kısıtlama
getirme yasağı”nı düzenlemekte olup, buna göre Topluluk üye devletleri ve Türkiye,
kendi topraklarında yasal olarak ikamet eden ve istihdam edilen işçiler ve aile
bireylerine uygulanan işe girme şartlarına, yeni kısıtlamalar getiremezler.
Bu düzenlemeler, ABAD
kararlarıyla yorumlanmış olup; Hollanda Uyum Kanunu’nun konusu bakımından, Türk
vatandaşlarının üye devletlerde ikamet izni alma koşullarına üye devletler
tarafından zaman içerisinde getirilen kısıtlamalara ilişkin kararlar önem arz
etmektedir.
2.1.
Hollanda’da ikamet etmekte olan Türk işçilerin hakları
Halihazırda Hollanda’da
ikamet etmekte olan Türk işçiler bakımından değerlendirilmesi gereken ilk husus
1/80 sayılı OKK 6/I. maddesinden kaynaklanan haklardır. Bu çerçevede Türk
vatandaşlarının bir yıllık, üç yıllık ve dört yıllık yasal çalışmadan sonra
kendilerine tanınan çalışma haklarına bağlı olarak ikamet hakları bulunmakta
olup; ABAD kararları uyarınca bu ikamet haklarının yeni koşullara tabi tutulması
yoluyla zorlaştırılması hukuka aykırıdır. Nitekim ABAD, 1/80 sayılı
OKK 6/I. maddesinin, Türk işçinin düzenli olarak çalıştığı süreyle orantılı
şekilde ev sahibi üye devletteki durumunu güçlendirmek amacını taşıdığını (Gülbahçe, C-268/11, paragraf 48 vd.) ve Türk
işçi için getirilen düzenli çalışma şartının, tartışmasız bir oturum iznini
gerekli kıldığını (Doğan, C-383/03, paragraf 19), 1/80
sayılı OKK’dan kaynaklanan hakların, ulusal hukukla şarta bağlanamayacağını ve ancak 1/80 sayılı OKK
hükümlerinin, hak kazanma koşulları üzerinde etkisi olabileceğini (Ünal, C-187/10, paragraf 42-44) hüküm altına almıştır. Bu kapsamda 1/80
sayılı OKK 6/I. maddesinde tanınan bu haklara dayanarak yapılan ikamet izni
taleplerinde uyum diploması şartı uygulanamayacaktır.
2.2. Türk işçilerin Hollanda’da ikamet
etmekte olan aile üyelerinin hakları
Hollanda’da ikamet
etmekte olan Türk işçilerin Hollanda’da ikamet etmekte olan aile üyeleri
bakımından ise 1/80 sayılı OKK’nın 7. maddesi Türk işçisinin onunla birlikte ikamet
hakkına sahip bulunan aile bireylerine, üç yıl ve beş yıl ikamet şartına bağlı
çalışma hakkı tanımıştır. Dolayısıyla Türk vatandaşlarının aile üyelerinin de,
yeni kısıtlama getirme yasağına başvurma gereği olmaksızın, bazı ikamet hakları
bulunmaktadır. Divan’a göre, 1/80 sayılı OKK’nın 7. maddesinde tanınan çalışma
hakkı, ikamet hakkını da beraber getirmektedir (Ergat,
C-329/97, paragraf 40). ABAD’a göre, 7. maddede yer alan üç yıllık ve beş
yıllık birlikte yaşama süresinin dolmasından itibaren üye devletler artık Türk
işçisinin aile bireyinin ikameti hakkında yeni koşullar kabul edemez (Uçar
(C‑508/15) ve Kılıç (C‑509/15), paragraf 70). Bu kapsamda 1/80 sayılı OKK 7. maddesinde
tanınan bu haklara dayanarak yapılan ikamet izni taleplerinde uyum diploması
şartı uygulanamayacaktır.
2.3.
Yeni kısıtlama getirme yasağı
Hollanda’ya yeni gelecek
olan Türk vatandaşları ve aile bireyleri ile yukarıda anılan 1/80 sayılı
OKK’nın 6/I. ve 7. maddelerinin hükümlerine giren ve girmeyen Türk vatandaşları
bakımından ise 1/80 sayılı OKK’nın 13. maddesinde yer alan yeni kısıtlama
getirme yasağı uygulama alanı bulacaktır. Avrupa Birliği’nin (AB) kurucu üyesi
olan Hollanda’nın yürürlük tarihleri itibariyle Ortaklık Hukuku düzenlemeleriyle
bağlı olduğu ve Türk vatandaşlarının çalışma hakkı ile ikamet gibi çalışmaya
bağlı haklarına, 1/80 sayılı OKK’nın yürürlüğe girdiği tarihten daha ağır
koşullar yani yeni kısıtlamalar getirilemeyeceği, Divan kararlarıyla da ortaya
koyulmuştur. Hatta ABAD bir adım daha atarak, halihazırda yürürlükte olan
düzenlemeye getirilen bir ağırlaştırmanın, 1/80 sayılı OKK’nın söz konusu üye
devlet bakımından yürürlüğe girdiği tarihteki koşullardan daha aleyhte bir
durum yaratmasa bile, yeni kısıtlama getirme yasağına aykırı olduğu sonucuna
varmıştır (Toprak C-300/09,
Oğuz C-301/09).
1/80 sayılı OKK’nın 6/I.
ve 7. maddelerinden yararlanan Türk vatandaşlarının da 13. maddeden yararlanıp
yararlanamayacağı sorusu ön karar başvurusu ile Divan’a taşınmış olup; Divan,
üye devletin istihdam piyasasına entegre olmuş Türk vatandaşlarının da 1/80
sayılı OKK’nın 13. maddesi kapsamında değerlendirildiğini, 1/80 sayılı OKK’nın
6/I. ve 7. maddeleri kapsamında serbest dolaşımdan faydalanan Türk işçisi ve
aile bireyinin oturma izinlerinin iptal edilmesine yönelik düzenlemenin, yeni
kısıtlama teşkil ettiğini hüküm altına almıştır (Staatssecretaris
van Justitie en Veiligheid, C-402/21).
Divan 1/80 sayılı OKK’nın
13. maddesinde düzenlenen yeni kısıtlama getirme yasağının amacının, sadece üye
ülke işgücü piyasalarına entegre olmuş Türk işçilerin haklarının korunması
olmadığını; 1/80 sayılı OKK’nın 6. maddesinde düzenlenen koşulları taşımayan
Türk vatandaşlarının da, mevcut haklarda lehe olan durumun korunmasını
amaçlayan söz konusu hükümden yararlanması gerektiğini (Toprak C-300/09,
Oğuz C-301/09); AB üyesi devletlere ilk kez giriş yapmak üzere ikamet izni
almak ya da üye devletlerde var olan ikamet iznini uzatmak için başvuran Türk
vatandaşlarının bu korumadan yararlandığını hüküm altına almıştır (Komisyon
v. Hollanda, C-92/07). Sonuç olarak Hollanda’da
ikamet etmekte olan Türk vatandaşlarının yanı sıra Hollanda’ya yeni giriş
yapacak olan Türk vatandaşları da yeni kısıtlama getirme yasağından
yararlanmaktadır.
Diğer taraftan üye
devletlerin, 1/80 sayılı OKK’nın 13. maddesinde düzenlenen yeni kısıtlama
getirme yasağına aykırı düzenleme ve uygulamaları, meşru bir amaçla
gerekçelendirmesi mümkündür. Orantılılık ve amaca uygunluk ilkelerine aykırı
olmamak kaydıyla meşru bir amacı gerçekleştirmek üzere yeni kısıtlama getirme
yasağına aykırı olarak gerçekleştirilen düzenleme ve uygulamalar, hukuka uygun
kabul edilmektedir. ABAD içtihadı uyarınca üye devletler tarafından yeni
kısıtlama getirme yasağına aykırı düzenleme veya uygulamalar için ileri sürülen
gerekçeler içerisinde meşru bir sebep olarak kabul edilenlerden biri de Türk
vatandaşlarının bulundukları AB üyesi devlete entegrasyonunun sağlanması
amacıdır. Divan, yeni kısıtlama getirme yasağına aykırı olarak Türk işçinin
veya aile üyesinin serbest dolaşım hakkına getirilen bir kısıtlamanın,
entegrasyon amacıyla orantılı olması ve üye devletin, getirilen kısıtlamayı
uygulama biçiminin (örneğin üye devlet idaresine verilen geniş takdir
yetkisinin), amaca ulaşmak için gerekenden daha ileriye gitmemesi gerektiğini
ifade etmiştir (Staatssecretaris
van Justitie en Veiligheid, C-402/21; Udlændingenævnet,
C-279/21; Udlændingenævnet,
C-379/20).
Türk vatandaşlarının Ortaklık
Hukukundan kaynaklanan hakları bağlamında ABAD tarafından kısıtlayıcı yorum
yapılan diğer konu daimi ikamet iznidir. ABAD, Danimarka Yüksek Mahkemesi
tarafından yapılan ön karar başvurusuna (Meislev,
C-375/23) ilişkin olarak 4 Temmuz 2024 tarihinde verdiği kararda, daimi ikamet
iznine getirilen yeni koşulları, yeni kısıtlama getirme yasağı kapsamında
değerlendirmemiştir. Bir diğer ifadeyle ABAD’ın yorumu uyarınca daimi ikamet
izni, Türk vatandaşlarının 1/80 sayılı OKK’dan kaynaklanan serbest dolaşım
haklarını kullanmaları için gerekli görülmemiş ve bu sebeple daimi ikamet izni
alma koşulların üye devletlerce yeni kısıtlamalar getirilebileceği kabul
edilmiştir. Bu çerçevede Hollanda nezdinde daimi ikamet izni almak üzere Türk
vatandaşlarınca yapılacak başvurularda yeni kısıtlama getirme yasağı altında
koruma bulunmamaktadır.
Sonuç
Hollanda Göç ve
Vatandaşlık Kurumu’nun internet sitesinde yapılan açıklama, dikkatleri “yeni
kısıtlama getirme yasağı”na çekmektedir. Ancak 1/80 sayılı OKK’nın 6/I. ve 7.
maddeleri kapsamında olan Türk vatandaşlarına kural olarak uyum diploması
zorunluluğu uygulanamayacağından, Uyum Kanunu’nda yer alan istisna hükmü esasen
bu hususta ortaya çıkabilecek uyuşmazlıklarda uygulanmak üzere öngörülmüş
olabilir. Zira ABAD içtihadında bu iki maddeye dayanan kararlarda hukuka aykırılık
daha açıktır ve yeni kısıtlama getirme yasağına ilişkin içtihattan farklı
olarak, meşru gerekçelerle hukuka uygun kabul edilmemiştir.
Yeni kısıtlama getirme
yasağı ise daha geniş bir uygulama alanı bulabilecektir. Uyum Kanunu’nun, yeni
kısıtlama getirme yasağına aykırı olduğu gerekçesiyle Hollanda mahkemelerinde
açılan bir davanın, ön karar başvurusu yoluyla ABAD’a taşınması halinde;
ABAD’ın uyum diploması zorunluluğunu, yeni kısıtlama getirme yasağına aykırı
ancak meşru amaca dayanan bir düzenleme olarak yorumlaması muhtemeldir. Bununla
birlikte ABAD, ortaya koyduğu ilkelere göre nihai değerlendirmenin her bir
somut olayın özelliklerine göre Hollanda mahkemelerince yapılmasına
hükmedecektir. Bu bakımdan ABAD önüne taşınsa dahi, uyum diploması uygulamasının
Hollanda mahkemeleri ve idaresi tarafından uygulanması belirleyici olacaktır.
Getirilen kısıtlamanın
entegrasyon amacına dayanan meşru bir kısıtlama olduğu yönündeki muhtemel
Hollanda iddiası bakımından ise elverişlilik ve orantılılık ilkesi çerçevesinde
yapılacak değerlendirme, başvurulan ikamet izni ve davacının durumu gibi somut
olayın özellikleri nazara alınarak bir hakim tarafından sonuca
bağlanabilmektedir. Hollanda Uyum Kanunu’nda yer alan ve Bakan tarafından muafiyet
tanınabilecek halleri öngören hükümlerinin, bu ilkelerin değerlendirilmesinde
Hollanda tarafından ileri sürülmesi muhtemeldir.
Diğer taraftan AB
ülkelerinde yaşayan ve/veya çalışan üçüncü ülke vatandaşları ile bunların aile
üyelerinin hakları, AB yasama tasarrufları ve AB anayasal kaynakları ile de
garanti altına alınmıştır. Bu bağlamda Türk vatandaşlarına ilişkin bazı
uyuşmazlık Divan önüne gelmiştir. Örneğin 1997 yılından beri Avusturya’da
yaşayan Türk vatandaşı KV’nin, yeterli düzeyde Almanca bilgisi bulunduğuna
ilişkin belge sunmadığı gerekçesiyle, konut yardımından yararlandırılmamasına
ilişkin uyuşmazlıkta Divan, Avusturya düzenlemesini, “Uzun Süreli İkamet Eden
Üçüncü Ülke Vatandaşlarının Statüsü Hakkında 25 Kasım 2003 sayılı ve
2003/109/AT sayılı Direktif”in ilgili düzenlemesine aykırı bulmuştur. Ancak
Divan konuyu etnik kökene dayalı ayrımcılık bakımından incelemeyi reddetmiştir
(KV,
C-94/20). Dolayısıyla konu bakımından elverdiği ölçüde, özellikle ABAD
tarafından meşru gerekçeye dayalı olması sebebiyle hukuka uygun bulunması
muhtemel olan yeni kısıtlama getirme yasağına aykırılık iddiaları bakımından,
AB anayasal düzenlemeleri ve yasama tasarrufları altında bir koruma normunun
aranması seçeneğinin değerlendirilebileceği akla gelmektedir.
Bu yazıya atıf için: Gonca Çelik,
“Ortaklık Hukuku, Hollanda Uyum Kanunu
(2021) Karşısında Türk Vatandaşlarına Koruma Sağlayabilecek mi?”,
Yaşayan Avrupa Birliği Hukuku Blogu, 20/02/2025, Link: <https://yasayanabhukuku.blogspot.com/2025/02/ortaklikhukukuhollandauyumkanunu.html>
Bu yazıyı faydalı buldunuz mu? Hiç bir içeriği kaçırmayın bizi takip edin.
No comments:
Post a Comment