06 March 2025

Spor Tahkim Mahkemesinin (CAS) Kararlarının Denetimi: Hukuk Sözcüsü Ćapeta’nın Royal Football Club Seraing (C-600/23) Ön Karar Prosedüründeki Görüşü

 

 

Fotoğraf Bilgileri: Eser Sahibi: Fanny Schertzer / Wikimedia Commons

 

İlke Göçmen, Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Avrupa Birliği Hukuku Anabilim Dalı / Jean Monnet Chair (2019-2022) / The Alexander von Humboldt Foundation – Georg Forster Research Fellow for Sustainable Development (2023-2024)


Giriş

Hukuk Sözcüsü (HS) Ćapeta, 16 Ocak 2025 tarihinde Royal Football Club Seraing (C-600/23) ön karar prosedüründe görüşünü açıklamıştır. Somut uyuşmazlıktaki ana meseleyi, Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği’nin (Fédération Internationale de Football Association, “FIFA”) Spor Tahkim Mahkemesi (Court of Arbitration for Sport, “CAS”) dâhil uyuşmazlık çözüm sistemi ile Avrupa Birliği (“AB”) hukuku kapsamındaki etkili yargısal koruma ilkesi arasındaki ilişki oluşturmaktadır (paragraf 2). Basın açıklamasında özetlendiği şekliyle, HS Ćapeta’ya göre CAS kararları, FIFA kurallarının AB hukukuyla uyumluluğunu sağlamak için AB üyesi devlet mahkemeleri (“ulusal mahkemeler”) tarafından denetime açık olmalıdır. Etkili yargısal koruma ilkesi, CAS kararlarına karşı ulusal mahkemeye erişimi veya bu kararların denetimini sınırlandıran türdeki ulusal hukukun önüne geçmelidir.

Peki, HS Ćapeta, bu sonuca nasıl varmaktadır? Bu blog postta Royal Football Club Seraing ön karar prosedürü hakkında birtakım bilgiler verildikten sonra HS Ćapeta’nın görüşü aktarılacaktır.

1. Ön Karar Prosedürü Hakkında Bilgiler

Royal Football Club Seraing ön karar prosedürü hakkında kısaca aşağıdaki bilgiler verilebilir.

Somut uyuşmazlıkta yer alanlar şöyle toparlanabilir (paragraf 3-8). Royal Football Club Seraing, alt liglerdeki Belçika futbol kulüplerinden birisi olup yeni yönetimi aracılığıyla 2013/14 sezonundan itibaren ulusal ve uluslararası başarı istemeye başlamıştır. Doyen Sports, Malta hukukuna tabi olarak kurulmuş bir şirket olup Avrupa’daki futbol kulüplerine finansal destek sunmaktadır. FIFA, İsviçre hukukuna tabi olarak kurulmuş kâr amacı gütmeyen bir birlik olup kendi ülkelerinde futbolun organizasyonu ve kontrolünden sorumlu ulusal birlikleri bir araya getirmektedir. Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (Union européenne des Sociétés de Football Association, “UEFA”) İsviçre hukukuna tabi olarak kurulmuş kâr amacı gütmeyen bir birlik olup Avrupa kıtasındaki ulusal birlikleri bir araya getirmektedir. Belçika Futbol Federasyonu, Belçika hukukuna tabi olarak kurulmuş kâr amacı gütmeyen bir birlik olup UEFA ve FIFA üyesidir.

Uyuşmazlık konusu FIFA kuralları şöyle toparlanabilir (paragraf 9-13). Öncelikle, FIFA’nın “Oyuncuların Statüsü ve Transferi Hakkındaki Düzenlemeler”i (Regulations on the Status and Transfer of Players, “STP Düzenlemeleri”) mevcuttur. STP Düzenlemeleri, ya ulusal birlikler üstünde doğrudan bağlayıcıdır ya da ulusal birlikler tarafından bir iç işleme dönüştürülmeleri gerekmektedir. Ana hatlarıyla, FIFA, 2014 Aralık’ında STP Düzenlemelerinde değişikliğe giderek, 1 Ocak 2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, üçüncü tarafların oyuncuların ekonomik haklarına sahip olmasının (third-party ownership, “TPO”) geçiş dönemini takiben yasaklanmasını öngörmüştür. Üçüncü taraflar, “transfer edilen oyuncu, oyuncuyu birinden diğerine transfer eden iki kulüp veya oyuncunun kayıtlı olduğu önceki kulüpleri dışındaki herhangi bir taraf” olarak tanımlanmıştır. İşbu değişiklik ulusal birlikler tarafından bir iç işleme dönüştürülecektir.

Somut uyuşmazlıktaki gidişatın FIFA uyuşmazlık çözüm sistemi içindeki yönü şöyle özetlenebilir (paragraf 14-21). Seraing kulübü, Doyen Sports şirketi ile ilki 30 Ocak 2015 tarihinde ve üç oyuncu için, ikincisi 7 Temmuz 2015 tarihinde ve bir oyuncu için ekonomik hakların devrine ilişkin iki ayrı sözleşme yapmıştır. 4 Eylül 2015 tarihinde FIFA Disiplin Komitesi, Seraing kulübüne söz konusu iki ayrı sözleşme ile bir üst paragraftaki kuralı ihlal ettiği gerekçesiyle iki yıl oyuncu kaydetme yasağı getirmiştir ve 150.000 İsviçre Frank’ı para cezası vermiştir. 7 Ocak 2016 tarihinde FIFA İtiraz Komitesi, Seraing kulübünün bu karara karşı itirazını geri çevirmiştir. 9 Mart 2016 tarihinde Seraing kulübü bu karara karşı itiraz yoluyla CAS’a gitmiştir. 9 Mart 2017 tarihinde CAS, uygulanabilir hukuk olarak FIFA kurallarını, İsviçre hukukunu ve AB hukukunu (özel olarak iç pazar ve rekabet hukukunu) temel alarak STP Düzenlemelerindeki değişiklikleri hukuka uygun bulmuştur. 15 Mayıs 2017 tarihinde Seraing kulübü bu karara karşı İsviçre Federal Yüksek Mahkemesine iptal başvurusu gerçekleştirmiştir. 20 Şubat 2018 tarihinde bu başvuru geri çevrilmiştir.

Somut uyuşmazlıktaki gidişatın FIFA uyuşmazlık çözüm sistemi dışındaki yönü şöyle özetlenebilir (paragraf 22-37). 3 Nisan 2015 tarihinde Doyen Sports şirketi FIFA, UEFA ve Belçika Futbol Federasyonu’na karşı Belçika Ticaret Mahkemesi nezdinde dava açarak, ana hatlarıyla, STP Düzenlemelerindeki değişikliklerin AB hukukuna (özel olarak iç pazar ve rekabet hukukuna) aykırı olduğunun tespitini talep etmiştir. 8 Temmuz 2015 tarihinde Seraing kulübü işbu davaya katılmıştır. 17 Kasım 2016 tarihinde Belçika Ticaret Mahkemesi, ileri sürülen iddiaları görmekte yetkisinin olmadığına karar vermiştir. 19 Aralık 2016 tarihinde Seraing kulübü Belçika İstinaf Mahkemesi önüne giderek, diğerlerinin yanı sıra, STP Düzenlemelerindeki değişikliklerin AB hukukuna aykırılığı iddiasında bulunmuştur. İşbu dava sürerken bir üst paragraftaki CAS ve İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi kararları açıklanmıştır. Bunun üzerine, 12 Aralık 2019 tarihinde Belçika İstinaf Mahkemesi, Belçika hukuku uyarınca, –STP Düzenlemelerindeki değişikliklerin AB hukukuna uygunluğunu da inceleyen– CAS kararının nihai olduğunu ve İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi kararı ile birlikte kesin hüküm (res judicata) gücü kazandığına karar vermiştir. Seraing kulübü bu karara karşı temyiz yoluyla Belçika Yargıtayına gitmiş, Belçika Yargıtayı da ön karar prosedürü aracılığıyla ilgili AB hukukunun yorumu talebiyle Avrupa Birliği Adalet Divanına (ABAD) gitmiştir. Seraing kulübü, Doyen Sports şirketi, FIFA, UEFA ve Belçika Futbol Federasyonu’nun yanı sıra Belçika, Almanya, Fransa ve Litvanya hükümetleri ile Avrupa Komisyonu ön karar prosedürüne yazılı görüş sunmuştur. Seraing kulübü, Doyen Sports şirketi, FIFA, UEFA ve Belçika Futbol Federasyonu’nun yanı sıra Belçika, Yunanistan, Fransa, Litvanya ve Hollanda hükümetleri ile Avrupa Komisyonu ön karar prosedürüne sözlü olarak katılmıştır.

2. Hukuk Sözcüsü Ćapeta’nın Görüşü

HS Ćapeta, analizine birtakım genel tespitlerle başlamıştır (paragraf 38-49, 60). Spor, “iyisiyle kötüsüyle, bazen çok etkili ve zengin olan spor örgütlerinin düzenleyici yetkiler kullandığı özerk bir sistem olarak örgütlenmektedir”. Futbol da durum budur ve FIFA en yüksek düzenleyici örgüt olarak hem kulüplerin hem oyuncuların takip etmesi gereken kuralları koymaktadır. Diğer yandan, spor, ekonomik etkinlik oluşturduğu ölçüde, AB iç pazar ve rekabet hukukuna tabidir. FIFA spor kuralları ile ilgili uyuşmazlıklar, CAS’ın münhasır ve zorunlu yetkisiyle, FIFA uyuşmazlık çözüm sistemi aracılığıyla çözülmektedir. CAS kararları, yalnızca İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi önüne, o da oldukça sınırlı sebeplerle, götürülebilmektedir. Öyle ki, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (“AİHM”) Semenya v. Switzerland kararında (§§ 234-240) bu hukuk yolunun temel hak korumasını sağlamaya elverişli olmadığına karar vermiştir. Öte taraftan, AB Temel Haklar Şartı (“ABTHŞ”) md. 47 ile düzenlenen etkili yargısal koruma hakkı, AB hukuku kaynaklı bir hakkın FIFA kuralları veya bu kurallara dayalı kararlar nedeniyle potansiyel ihlali karşısında gündeme gelebilecektir. AB Antlaşması md. 19 uyarınca “Üye devletler, Birlik hukukunun kapsadığı alanlarda etkili hukuki koruma sağlamak için gerekli hukuki başvuru yollarını temin eder”. O halde, üye devletler, AB hukuku kaynaklı bir hakkın ihlal edildiğini iddia eden bir bireyin yasayla kurulmuş, bağımsız ve ön karar prosedürüne başvurma yetkisine sahip bir mahkemeye erişimini sağlamalıdır. CAS veya İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi bu tür mahkemeler arasında yer almadığı için, onların FIFA kuralları ile AB hukuku kaynaklı hakların uyumluluğuna yönelik değerlendirmeleri AB hukuku kapsamındaki etkili yargısal koruma gerekliliğini sağlamaz. Ayrıca, somut uyuşmazlıkta, Belçika mahkemeleri, Belçika hukuku uyarınca CAS kararı, İsviçre Federal Yüksek Mahkemesi kararı ile birlikte, kesin hüküm (res judicata) gücü kazandığı için FIFA kurallarının AB hukuku ile uyumluluğunu gözden geçirememiştir. Peki, etkili yargısal koruma ilkesi, Belçika hukukunun bu sonuca yol açan kuralının önüne geçmekte midir? HS Ćapeta’ya göre “cevap dosdoğru bir evet gibi görünmektedir”.

Bu arka planda, HS Ćapeta, özellikle şu soruya yanıt aramıştır: Etkili yargısal koruma ilkesi, AB hukukuna uygunluk incelemesi bir üçüncü ülkenin mahkemesi tarafından yapıldığında, bir tahkim kararına kesin hüküm gücü veren ulusal hukukun önüne geçer mi (paragraf 61)? ABAD, daha önce de tahkim ile AB hukuku arasındaki ilişkiyi yorumlayan kararlar (Nordsee kararı, Eco Swiss kararı ve Achmea kararı) vermekle birlikte, HS Ćapeta’ya göre, FIFA uyuşmazlık çözüm sistemindeki CAS gibi zorunlu tahkimler yönünden spesifik başka bir yorum geliştirilmelidir (paragraf 62-63).

HS Ćapeta, önce, tahkim ile AB hukuku arasındaki ilişkiyi yorumlayan kararlar ile mevcut uyuşmazlıktaki durumu karşılaştırmıştır. Nordsee kararı ve Eco Swiss kararı ile ticari tahkim için geliştirilen içtihat hukuku, iki sebeple, FIFA sistemindeki CAS zorunlu tahkimine uyarlanmamalıdır (paragraf 64-81): (i) ticari tahkim gönüllü nitelikteyken FIFA’nın tahkim kuralları zorunlu nitelik taşımaktadır ve (ii) ticari tahkimde taraflardan bir tanesi kararı uygulamazsa diğer taraf onun icrası için mahkeme önüne gitmeliyken FIFA uyuşmazlık çözüm sistemi icra anlamında, bu tür bir mahkeme önüne gitmeyi gerekli kılmayan, kendi kendine yeterli bir sistem oluşturur. Achmea kararı ile uluslararası ikili yatırım anlaşmaları kapsamındaki yatırımcı – devlet uyuşmazlık tahkimi için geliştirilen içtihat hukuku ise, somut uyuşmazlık yönünden, AB hukukunun etkili yargısal korumasının ve birörnekliğinin önemini tekrarlamanın ötesinde, kıyaslanabilir bir yön taşımamaktadır (paragraf 82-94).

HS Ćapeta, sonra, FIFA uyuşmazlık çözüm sistemindeki CAS gibi zorunlu tahkimler yönünden spesifik başka bir yorum geliştirmeye çalışmıştır. HS Ćapeta, mahkemeye erişim yönünden şu tespitleri yapmıştır (paragraf 100-107). Mahkemeye erişim sorusu, ticari tahkim söz konusu olduğunda gündeme gelmemektedir, çünkü icra aşamasında bunun güvenceye alınacağı varsayılmaktadır. Oysaki FIFA tahkim sistemi, kendi kendine yeterli bir sistem olduğundan böyle bir varsayımdan yararlanamaz. Peki, o zaman, “üye devletler, AB hukuku tarafından garanti altına alınan hakları potansiyel olarak ihlal eden bir CAS kararına karşı etkili yargısal koruma sağlamak için hangi yargısal çözümleri sağlamalıdır”? Örneğin, Komisyona göre CAS kararının yargısal denetimi doğrudan istenebilmeliyken FIFA’ya göre tazminat davası gibi dolaylı yollar bu amaçla yeterli görülebilir. HS Ćapeta’ya göre “etkili yargısal koruma ilkesi, AB hukukuna aykırı FIFA kurallarının uygulanmasını değerlendirmek ve gerekirse önlemek için doğrudan bir yargı yolunu gerektirir”. O halde, somut uyuşmazlıktaki CAS kararına kesin hüküm gücü tanıyan ulusal kural, bir ulusal mahkemenin FIFA kurallarının AB hukuku ışığında yargısal denetimini gerçekleştirme olasılığı tanımak adına, bir kenara bırakılmalıdır.

HS Ćapeta, denetimin kapsamı yönünden şu tespitleri yapmıştır (paragraf 108-122). Örneğin sadece kamu düzeni meseleleri ile sınırlı olan gibi, sınırlı yargısal koruma, FIFA’nın zorunlu ve münhasır tahkim sistemi bağlamında yeterli olamamaktadır. O nedenle de, ulusal mahkemeler, CAS kararı olsun olmasın, AB hukukunun herhangi bir kuralı ve tüm kuralları ışığında FIFA kurallarını inceleyebilmelidir. Dahası, ulusal mahkemeler, bir davanın önüne ne şekilde getirildiğinden bağımsız olarak, böyle bir incelemeyi gerçekleştirebilmelidir. Sonuç olarak, etkili yargısal koruma ilkesi, AB hukukuna uygunluk incelemesi bir üçüncü ülkenin mahkemesi tarafından yapıldığında, bir tahkim kararına kesin hüküm gücü veren ulusal hukukun önüne geçer şeklinde yorumlanmalıdır (paragraf 126).

Sonuç

Royal Football Club Seraing ön karar prosedürü, AB hukuku ile spor, özellikle futbol arasındaki ilişkiye dair önemli bir meseleyi gündeme getirmektedir. ABAD, özellikle 1990’lı yılların ortalarından itibaren AB iç pazar ve rekabet hukuku ile spor arasındaki ilişkiye ışık tutan bir dizi karar açıklamıştır. Bunlar arasından, 1995 karar tarihli Bosman kararı veya 2008 karar tarihli MOTOE kararının yanı sıra yakın tarihte açıklanan ve bloğumuzda da incelenen 2023 karar tarihli Royal Antwerp Football Club (C-680/21) kararı ve European Superleague kararı gösterilebilir (incelemeler için bkz. (1) ve (2)). Seraing ön karar prosedürü ise, kendisinden öncekilerden farklı olarak, maddi hukuktan kaynaklı değil kurumsal hukuktan kaynaklı bir meseleyi gündeme getirmektedir: Bu kez, FIFA / CAS nezdindeki uyuşmazlık çözüm sistemi ile AB hukuku kapsamındaki etkili yargısal koruma ilkesi arasındaki ilişki sorgulanmaktadır. HS Ćapeta, dosdoğruca, etkili yargısal koruma ilkesi gereği ulusal mahkemeler, bir davanın önüne ne şekilde getirildiğinden bağımsız olarak, CAS kararı olsa dahi, AB hukukunun herhangi bir kuralı ve tüm kuralları ışığında FIFA kurallarını inceleyebilmelidir, sonucuna varmaktadır. Not düşmek gerekir ki HS görüşü ABAD üstünde bağlayıcı bulunmamaktadır, dolayısıyla ABAD HS görüşü ile örtüşen veyahut da ondan ayrılan bir karar alabilecektir. FIFA / CAS nezdindeki uyuşmazlık çözüm sisteminin AB hukuku karşısındaki akıbeti, ABAD’ın kararını beklemeyi gerektirmektedir.

 

Bu yazıya atıf için: İlke Göçmen, “Spor Tahkim Mahkemesinin (CAS) Kararlarının Denetimi: Hukuk Sözcüsü Ćapeta’nın Royal Football Club Seraing (C-600/23) Ön Karar Prosedüründeki Görüşü, Yaşayan Avrupa Birliği Hukuku Blogu, 06/03/2025, Link: <https://yasayanabhukuku.blogspot.com/2025/03/blog-post.html>


Bu yazıyı faydalı buldunuz mu? Hiç bir içeriği kaçırmayın bizi takip edin.